27 Eylül 2011 Salı

Reptilianlar



-Sürüngen İnsansılar ve Şeytânîler (Reptilian Humanoid and Illuminati)
David Vaughan Icke
Kategori: Komplo Teorileri

«Illuminati; dünyayı yöneten komite, binlerce yıl önce dünya dışından gelen sürüngen bir ırk ve insanların üremesi sonucu ortaya çıkan melezlerden oluşur.» David Icke

Dinazoradamlar (dinosauroids), kertenkeleadamlar (lizardmen), Draconialılar ve Saurialılar gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Sürüngen insanımsılar, doğaüstü güçlere sahip ve zekaca çok gelişmiş sürüngen-insan karışımı varlıklardır. Mitolojide, bilim kurguda ve okült çevrelerde geçen bir kavramdır. Bu teorilerden bazılarına göre Alpha Draconia adı verilen bir yıldız sisteminden gelmişlerdir. Riley Martin, John Rhodes ve David Icke gibi komplo yazarlarının kitaplarında bu yaratıklardan bahsedilmektedir.

Komplo yazarı David Icke, dünyayı ve insanlığı kontrol altında tutan bir sürüngen insanımsılar grubundan bahsetmektedir. Hayli ileri bir iddiasına göre George Bush ve İngiliz Kraliyet ailesi bu sürüngen insanımsılar soyundandır.[1]

David Icke, 1990'dan beri, "dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyor konusunun ful – time araştırmacısı" oldu.

Icke, Dünyanın "Elit" veya "Illuminati" olarak adlandırılan gizli bir grup tarafından yönetildiğini söylüyor. Gizli dünya hükümetinin, Babil Kardeşliği olarak bilinen Reptilian insansılar (sürüngen) ırkından oluştuğunu ve George W. Bush, Kraliçe Elizabeth II ve Kris Kristofferson dahil, bir çok seçkin figürün gerçekte Reptilian olduğunu yazdı.

Icke, Rothschild ailesi olarak bilinen küçük bir Yahudi grubunun da "Reptilian soyundan" olduğunu, Adolf Hitler'i finanse ettiğini ve...Nazilerin Musevi katliamını desteklediğini iddia etti. Icke, Rothschild'ların Yahudi değil, reptil (sürüngen) olduğunu belirtti.[2]

Icke, dünyayı uzaylıların yönettiğini söylüyor. Bu uzaylı sürüngen-insan melezlerinin de köklerinin Orta Doğu'da, yani Türkiye, İran ve Irak'ın bir bileşimi olan bölgedeki dağlarda yerin altında olduğunu ve oradan çoğalıp dünyayı kontrol altına aldıklarını anlatıyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde aynı bölgeden tekrar tekrar çoğalıp yayıldıklarını söylüyor. Başka bir yazısında da bunların yerin altındaki mağaralarda yaşadıklarını söylüyordu.[3]

Sürüngen İnsansılar ve Şeytânîler (Reptilian Humanoid and Illuminati) - David Vaughan Icke
Gizli hükümet

Icke'nin fikirlerinin kalbinde, dünyanın Rockefellers and the Rothschilds gibi bankerler ve işadamları tarafından finanse edilen gizli bir hükümet tarafından kontrol edildiği, Nazilerin Musevi Katliamının, Oklahoma şehrinin bombalanmasının ve 11 Eylül 2001 saldırısının, onlar tarafından finanse edildiği ve organize edildiği inancı vardır. Bu bireyler dünya çapında gerçekleşen olaylar düzenliyorlar, sonra elit kesim halkın 'bir şey yapılmalı' karşılığını alıyor ve sonra kontrolü/gücü arttırıyorlar. Icke, bundan problem – reaksiyon – çözüm olarak bahsediyor.

Reptilian İnsansılar, Reptilian Humanoid
Reptilian İnsansılar

1999'da, Icke, Gezegenin Babil Kardeşliği olarak adlandırılan Reptilian (sürüngen) insansılar ırkı tarafından kontrol edilen Yeni Dünya Düzeni tarafından yönetildiğini yazdı. Şöyle yazdı: "Benim kendi araştırmam, Reptilian kontrolünün ve manipülasyonunun başka bir boyuttan dördüncü boyutun alt bölümünden yönetildiğini öne sürüyor.

"Diğer insanlar, bunu alt astral boyut olarak bilir, kara büyü ritüelleri olan demonların ve kötü niyetli varlıkların yuvası…" Icke'ye göre, reptil melezi Reptilian – insan DNA'sı, onların eğer insan kanı içerlerse, sürüngenden insan formuna değişmelerini sağlıyor.

Reptilian grubu bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünya liderini kapsıyor.Örneğin,İngiltere'nin Ana Kraliçesi, George W. Bush, Hillary Clinton, Harold Winson, Tony Blair. Bu insanların ya kendileri Reptilian veya sürüngenler için çalışıyorlar. Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyet ailesi ve ABD'nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomik aileleri bu AYNI soydan geliyor. Züppelik nedeni ile değil, genetik yapılarının sağladığını taşımak için – Reptilian – memeli DNA kombinasyonu onların şekil değiştirmesini sağlıyor çünkü. Icke, Galler Prensesi Diana'nın öldürülmesinin nedeninin, Diana'nın, Charles ve Camilla'nın satanik bir ritüel ile kurban edilen bir çocuğa sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.

Ayrıca, Diana'nın sırdaşı Christine Fitzgerald'a göre, Diana'nın, İngiliz Kraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve Diana'nın onların şekil değiştirdiklerini gördüğünü yazdı. Reptilian olan George W. Bush'un, 11 Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazdı. Icke, ırksal ve etnik bölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illüzyon olduğuna ve ırkçılığın Illuminati'nin gündemini ateşlediğine inanıyor.

reptilian humanoid
Tanrıların Oğulları

Sürüngen ırkı 200,000-300,000 yıl önce bir Annunnaki-insan hibridi(Adam?) olarak ortaya çıktılar. Ben eminim ki, dış dünyadan gelen ırklar ayrıca, yeryüzündeki geniş insan çeşitliğinin üretilebilmesi için insan soyu ile çiftleşti. Fakat, ben burada sürüngen gruplar üzerine odaklanıyorum, çünkü onların arzuları insanların yaşantılarını kontrol ve manipüle etmektir. Açıkçası buradan daha karanlık bir hikayeye geliriz, fakat yeteri kadar ve neler olup bittiğini göstermek için elimizde kanıt yoktur. Daha da bakınca, daha açık görüngüler şunlardır: sürüngenler Marsta yaptıklarını, burada da yapmışlardı. Türler arası çiftleme ile ana popülasyona sızmışlar ve ele geçirmişlerdi. Bu bana, onlar yeryüzüne geldiklerinde, zaten Martianların arasında sürüngen-aryan melezlerin zaten var olduğunu gösteriyordu. Annunakiler ve Martianlar veya Aryanlar için birinci temel yerleşim, milattan önce 4800'ler civarındaki Venüs afetinden sonra, Türkiye, İran ve Irak dağlarıdır. Ne zaman ki sular geri çekildi, onlar ve hibritleri buradan yeniden ortaya çıktılar. Kurak ve cansız topraklarda gelişmiş uygarlıkları(Sümer, Mısır, Babylon(İsrail) ve İndus Alley) yaratanlar onlardı. Annunaki sürüngenlerinin göründükleri önemli bir merkez de Caucasus dağlarıdır ve bu merkez de onların hikayede tekrardan ve tekrardan çıktıkları bölgeydi. Ben bu bölgede bu türlerin, çok daha önemli planlanmalara ve düzenlenmelere gittiklerini hissediyorum: muhtemelen insan-sürüngen hibrid geçiş türünü ürettikleri mekan yeraltında. Bu bölge ile ilgili bir araştırma da, insanların Rh (veya rhesus) kan grup numaraları ile ilgili. Sık sık doğumdan kısa bir süre sonra yeni doğan bebekler, mavi bir renk almaktadırlar. Bu durum “mavi kan” ve diğeri de “gerçek mavi” olarak isimlendirilen kraliyet kan bağıyla aynı orijinden olduklarını göstermektedir. Mavi kan bağının Martianlara ait oldukları ve Martianların da kendi kan bağlarıyla birlikte geldikleri yerler olduğu söylenir/speküle edilir. Beyaz insanlar, siyah ve Asyalılara göre Rh(-) negatif kan grubuna daha uzaktırlar.[4]

Sanke Man
Problem-reaksiyon- çözüm

Problem – reaksiyon –çözüm David Icke tarafından geliştirilen bir terimdir. Icke, bunu bir kriz (problem) yaratma, bu krizi çözmek için bir eylem çağrısını (reaksiyon) bekleme, sonra eyleme geçme (çözüm) stratejisi olarak tanımlıyor,bunun arkasına gizli bir gündem, güç kazanma var. Örneğin, bir hükümet bir problem yaratır, suçu başkalarına atar; insanlar, kendi haklarını vermeye istekli olarak hükümetin yardım etmesini isteyerek reaksiyon gösterir ve hükümet krizden çok önce planlanmış olan çözümü sunar.
Örnekler David Icke'den:



İnsanların hoşuna gitmeyecek bir şey ortaya koymak istiyorsunuz. Bu, polise daha fazla güç, temel özgürlüklerin daha çok erozyona uğraması, hatta savaş bile olabilir. İnsanlara bunları açıkça önerirseniz, insanların bunlara karşı reaksiyon göstereceğini bilirsiniz. Böylece, önce bir PROBLEM yaratırsınız, suç oranını arttırırsınız, daha fazla şiddet yaratırsınız, terörist bir bomba, hükümetin çökmesi, ya da savaş çıkarmak için Saddam Hüseyin gibi Illuminati kuklalarından birini alırsınız.Birisinin bu problem için suçlanacağından emin olursunuz, bunların arkasındaki gerçek insan olan sizin suçlanmayacağınızdan emin olursunuz. Böylece, bir "avanak" yaratırsınız, Amerika'da Timothy McVeigh veya Lee Harvey Oswald için bu terim kullanılıyor. Sonra, ürettiğiniz olay ile ve kimi suçladıkları ile ilgili insanların neler düşündüklerini anlatmak için kendi medyanızı kullanırsınız. Bu bizi ikinci aşamaya getirir, insanların REAKSİYONU – "Bu devam edemez ; ONLAR bununla ilgili ne yapacaklar ?"

Bu ONLARIN, yarattıkları probleme açıkça ÇÖZÜM sunmalarını sağlar – küresel gücü veya daha fazla temel özgürlüklerin sınırlanmasının bir merkeze bağlanması gündemlerini ilerleten yeni yasalar. Bu teknik insan zihni ve duyguları üzerinde her zaman kullanılır. Bazı komplo teoristlerinin inandıkları, problem – reaksiyon – çözüm taktiğinin örneklerinden bazıları: Hitler'in gücünün boyutunu hızlandıran Reichstag Yangını (tarihçiler bunun nedenini bilmiyor), İspanya – Amerika Savasını hızlandıran USS Maine (ACR-1) in batması (nedeni bilinmiyor) ve Küba'nın işgâli için halk desteği üretmek için ABD planı olan Northwood Operasyonu. [2]

Reptilian Humaned ve Illuminati
Reptilian Humaned ve Illuminati

Dünyayı kontrol etmeye çalışan ve kendi global faşist devletini sunmayı bekleyen güç, yani benim “Illuminati” adını verdiğim şebeke, eğer önceden tahmin edilemezse koskoca bir hiçtir.

New York ve Washington şehirlerinde yaratılmış olan inanılmaz korku, tüm insanlığın genel zihninde, bir “Problem – Reaksiyon – Çözüm” zinciridir ve bu büyüklükte bir olayın gerçekleşmesini -geçmiş yazılarımda da okuduğunuz gibi- birkaç yıldır bekliyordum. Bir savaş veya nükleer bir terörist aracı olabileceğini düşünmüştüm, ama görevine başlama gününde de yazdığım gibi, global planın hız kazanarak öne sürüleceği Bush başkanlığı döneminde muazzam bir şeyler olacaktı.

Dünyanın global merkezi faşizme hızla itilmekte olduğu süre de bile, olaylar Illuminati planının öngördüğü zaman takvimine uyacak hızda gelişmiyordu. Ve globalleşme planlarına ve özgürlüğe yaptıkları tecavüzlere karşı çıkan kesim, gün boyu artmakta. Planın birdenbire, muazzam bir sıçrayışla, gelişmesini ve sunulmasını sağlayacak “çözümler”in sunulması için, insanlığın toplu olarak zihinlerini korku, panik ve güvensizlik duygularıyla sarsacak ve dağıtacak, devasa büyüklükte etkisi olan bir şeylerin yaratılmakta ve yapılanmakta olduğu açıktı. Bu, ayinsel olarak oldukça önemli 9. ayın 11. gününde Amerika'da gördüklerimizdir – 911 Birleşik Devletler'deki acil durumlar için kullanılan numaradır. Ayinsel ve gizli kodlar, Illuminati'nin yüklendiği her şeyin altında var.

Ve, bu zihni felç eden gaddarlıklar, Illuminati planının, insanoğlunun zihinsel, duygusal, ruhsal ve fiziksel kölelikleri için başlattığı dönemin sonu değil, tam tersine başlangıcıdır. Terörizm tehdidini (“kendi” terörizmleri!!), “özgür ve demokratik” dünyanın, (etki olarak) bir dünya ordusu ve dünya hükümeti oluşturması ile suçlu gördükleri güçlerin - ki gerçek suçlu güçler bu “özgür” dünyanın güçlerinden başkası değil - bulunduğu ülkelere ve ülkelerin insanlarına savaş açma hakkı olarak kullanarak, daha fazla ölüm ve yıkım yaratılacaktır. Müslüman insanlar ile olası bir savaş da son olmayacak ve esas son için bir araç olacak – yine ayni güçlerin yönettiği, geriye kalan komünizm güçleri ile bir çatışma. Unutmayın ki, Illuminati her ülke, her “terörist” grup ve bu terörizme “karşı” olan her kuruluş içerisinde işlev görmektedir. Yalnızca, her “taraf” içerisinde temsilciye sahip olarak, Illuminati oyunu kontrol edebilir ve oyunun sonucunu başlamasından evvel bilebilir. Illuminati'nin İslam dünyasında yöneticileri var, tıpkı sözde “özgür dünya”da (yakında göreceğimiz gibi) olduğu gibi. Örneğin; Saddam Hüseyin, bilinçli bir Illuminati piyonunun - baba George ve oğul George Bush gibi - her özelliğine sahiptir. (bak...kitap: and the truth shall set you free)

Bu ayinci, duygusuz, sürüngen zihnin tahmin edilebilirliği, ABD felaketini takip eden haberler dünyasında çok rahat görülebilir.Bu tür durumlarda her zaman ne olduğuna bir göz atın ve göreceksiniz ki, plan hemen hemen her olayda hep aynidir. Olay gerçekleşmeden önce, başkasının cezasını çekecek, kurban edilecek avanak daima suçu üstlenmeye hazırlandırılmıştır. Böylece halkın düşünceleri ve zihni tehlikeli spekülasyonlar yaratmaktan uzaklaştırılmış ve önceden belirlenmiş bir hedefe yönlendirilmiş olur. Kennedy suikastinden sonra, bu hedef Lee Harvey Oswald idi; Oklahoma olayından sonra Timothy McVeigh; ve şimdi de karşımızda Osama Bin Laden.

Bin Laden, çok fazla yanlış bir yola sevk edilmiş olabileceği gibi, bu hafta olanlardan benim sorumlu olduğum kadar sorumludur. Başkan Kennedy ölmeden de ÖNCE, nasıl Lee Harvey Oswald'ın geçmiş bilgileri açığa çıkarılmışsa, şimdi de felaketin gerçekleşmesinden hemen sonra en kesin bir düzen ve ahenk ile Bin Laden ismi tanıtılmış durumda.

Elle tutulur bir şey değil de daha çok ağızla, bu adamın Afganistan dağlarından, muazzam büyüklükteki bu operasyonu gerçekleştirmiş “Dev Adam” olduğu fikri, normal zeka seviyesine sahip herkesle dalga geçmekten başka bir şey değil ve saçmalıktan ibarettir. (bak...Bin Laden ile görüşmüş gazeteci Robert Fisk'in makalesi) Burada, bir bomba paketinden veya zihni kontrol edilmiş herhangi bir fanatiğin bombalı arabasını Kudüs'teki bir restaurant içerisine sürmesinden bahsetmiyoruz. Dört ticari dev uçak ayni anda Amerikan hava boşluğunda Amerikan havaalanları üzerinden kaçırılmalı ve de yüksek derecede spesifik hedeflere 45 dakika içerisinde uçurulmalıdır. Bu nasıl olabilmişti? Çünkü içeriden yapılan bir işti, nedeni bu.. Amerika Birleşik Devletleri'nin içerisinden yönetilip yönlendirilmiş ve dünya boyunca bulunan Illuminati örümcek ağının diğer bölümleri ile birlikte A.B.D. “İstihbaratı”nın yüksek mertebeleri tarafından planlanmış bir işti.

Şimdi, emrine amade zihni kontrol edilmiş servete sahip bir ordu ile, zihnin programlanması ve onu aktif hale getirecek tetiğin çekilmesi ile, Illuminati bu insanlara herhangi bir şeyi yaptırabilir. Bu uçakları kaçırıp onları binalara doğru uçurmadan sorumlu olan kişiler, bilinçli zihinlerinde, inanmaya programlanmış oldukları “neden”e inanmışlardı. Ama gerçekte, onlar bu uçakları kaçırıp uçurmuyorlardı, onların programları bunu yapıyordu. Zihin kontrolü, şimdi o kadar ileri ki, böyle bir programlama neredeyse çocuk oyuncağıdır.

Tanrı aşkına, bu terör A.B.D. İstihbaratı'nın bir başarısızlığı değildi. Planı ortaya çıkarmakla yükümlü değildiler ve uçaklara silahlar sokmak, eğer sistemi kontrol edenlerden destek alıyorsan, düşünüldüğünden çok daha kolaydır. Duydum ki, bu bir başka “Pearl Harbor” olayı imiş, evet öyledir. ..And The Truth Shall Set You Free kitabında, diğer kitaplarda ve çalışmalarda okuyabilirsiniz ki Amerikan hükümeti Japonlar'ın Pearl Harbor'a saldıracağını önceden bilmekteydi, ve buna rağmen hiçbir önlem almadılar, hiçbir şey yapmadılar. Niçin ? Çünkü bunun olmasını spesifik bir neden için istiyorlardı – Başkan Roosevelt'in (Bush'lara kan bağından akraba olan) daha önce, -yalnızca seçilmek uğruna-, “Amerika bir savaşa karışmayacak” demesinin tam tersine, Amerika'nın 2. Dünya Savaşı'na girişini garanti altına almak için Pearl Harbor olayına gereksinim duyuyorlardı. Problem – reaksiyon – çözüm. – ve bu haftanın korkunç olaylarında da gerçekleşen aynen bu.

Saldırıların kötü sonuçlarından hemen sonra, “Suçu bin Laden'e atın” kampanyası, daha önceden hazırlanmış bir plan gibi, sunuldu. Cumhuriyetçi Senatör ve Illuminati yardakçısı, Orrin Hatch, örneğin, CNN'e, FBI'dan yüksek rütbeli bir bilgi aldığını ve bin Laden'in benzeri görülmemiş saldırıların arkasında olduğunu söyledi. FBI'da yapmış olduğu kısa toplantıya dayanaraktan, Hatch “Biraz bilgim var” dedi. “FBI'dakiler, bu olanların arkasında Osama bin Laden'in bulunabileceği ve bu dehşetlerin onun imzası olabileceği sonucuna vardılar”. Tamam, daha fazla devam etmene gerek yok Orrin, mesajı aldık ve sen de görevini yaptın.

Daha sonra, çok uygun bir şekilde, iki uçağın kaçırıldığı Boston havaalanı'nda bulunan şu kiralık arabanın hikayesi elimize ulaştı ki bu araba... evet... hazır olun... Kuran'ın bir kopyasını ve ticari uçakları nasıl uçuracağımızı gösteren bir kılavuz video kasetini içermekteydi!!! Periler ülkesinde miyim, harikalar diyarında mı ? Arabada, Bin Laden'den teröristlere görevlerinde şans ve başarı dileyen bir mektup bulduklarını iddia etmediklerine çok şaşırdım. Belki de bunu yarın “bulmayı” planlıyorlardır, ha? İnanılmaz bir saçmalık, tabii ki öyle, ama birçoğu buna inanacak. Ve, önümüzdeki günlerde ve haftalarda, “bin Laden bağlantısı”nın, daha birçok imal edilmiş “kanıt”larının, sistematik olarak ortaya çıkarıldığını göreceğiz.

Ve işte soru: Kim faydalanıyor ? Illuminati bir dünya hükümeti ve ordusu, bir dünya para birimi ve sistemi ile merkezi global finans diktatörlüğü ve kontrolü istiyor. Mikroçiplenmiş insanlar ve sürekli, her an her türden gözaltında bulunacak bir topluluk ve medeniyet istiyor. Ve kendilerini, korkmaya inandırılıp programlanmış oldukları şeylerden kurtarabilecek yetkililere gücünü ve sorumluluğunu veren korku dolu, yumuşak başlı, boyun eğen, köle gibi itaat ve hizmet eden bir insanlık istiyor.

Yeterince komik ve ilginç olaraktan, “Amerika'da gerçekleşmiş bu korkunç olaylardan kim faydalanıyor?” sorusunun yanıtı çok basit: Yukarıda sayılan isteklerini sunmak isteyen herhangi biri. 9-11 felaketi şu anlama gelir:

* Illuminati, şimdi, kendi propaganda makinesinin halkı suçlu olarak görmeye inandıracağı herhangi birine misilleme yapma ve ondan intikam alma mazeretini elinde bulunduruyor. Müslüman hedeflere karşılık yapılacak saldırılar,dünya üzerinde, özellikle de Orta ve Yakın Doğu'da muazzam tesirli anlaşmazlıklar, çarpışmalar, zıtlıklar ve karışıklıklar çıkarabilecek potansiyele sahiptir ve Illuminati'nin çekebileceği olası bir tetiktir. Bu olasılığın sonrasında, çarpışmaları ve anlaşmazlıkları artırıp genişleterek, Rusya ve Çin'in de karışmasını sağlayabilecek fırsatlar sayısız olabilecek derecede fazladır. Bir Üçüncü Dünya Savaşı, Illuminati planının bir parçasıdır ve şimdi yaşadığımız olaylar, domino taşları düştükçe, bunu gerçekleştirmeye yetecek yolu açabilir.

* Blair ve diğer “dünya liderleri”nden gelen “Amerika ile birleşmiş özgür dünya” deyimi, “terörizme karşı savaş”ı savaşmak için bir dünya ordusu ve polis gücü kurmak için bir araya gelmenin kodudur. Şimdiden, Bilderberg kontrolü altındaki NATO (beklemede olan dünya ordusu) bu tür bir destek için söz vermiş durumda ve toplu bilincin o kadar anlaşılabilecek bir şekilde beyni yıkanmış ki şu anda birçok insan, asılsız ve katı olarak kanıtlanmamış hedeflere karşılık yapılacak Amerikan ve NATO terörist saldırılarını, sırf terörizme karşı savaşmak adına, destekleme durumunda ve hevesindedir. Bu siyasetteki hayret verici çelişki, A.B.D. şehirlerindeki zulümleri takip eden, böğürmekte ve şiddetini artırmakta olan beyin yıkama sayesinde, kör olmuş çoğunluğun bakış açılarından kaybolacaktır.

* Böylesine dikkatlice hesaplanmış bir “intikam alma ve misilleme” planı sonucunda, anlaşmazlık ve çarpışmalar artarken ve kızışırken, askeri gücün merkezileşmesi için baskı ve Amerikan ile dünya nüfusunun gücünü teslim etmeye hevesliliği ve istekliliği, Illuminati propaganda makinesinin şeytani etkisi altına girmiş her ülkeye istenilen anda saldırı ve işgal yapabilecek bir dünya ordusu yapılanıp oluşana dek hızla artacaktır.

* İnsanlığın bütünsel zihni, özellikle de Amerikalı halkınki, şu anda anlaşılabilir bir şekilde derin bir travma altındadır. Bu insanlar, bütünsel bir travma-temelli zihin kontrolüne tabi tutulmuşlar ve bunun tesiri altına girmişlerdir ki herhangi bir zihin kontrol edicinin veya araştırmacısının size söyleyebileceği gibi, travma geçirmiş bir zihin, öneriye açık bir zihinle eş anlamdadır. Bu nedenle, travma sonrası atılacak olan adım, olayları istenilen modelde görüp algılamak için halkın beynini yıkayacak programlamadır.

* “Yeni Dünya Düzeni”nin, yani merkezi kontrole sahip faşist global devletin, karılaştığı ve karşılaşmakta olduğu en büyük engellerden biri de, birçok Amerikan insanın sahip olduğu ruhtur. Self-determinasyon (kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı) haklarının global askeri, politik ve ekonomik kontrole verildiği gerçeğiyle yüzleştikleri anda, birçoğu buna hiddetle karşı çıkacaktı. Ülkelerinin ve sistemlerinin getirdiği bütünsel emniyet, güven ve gurur anlayışı, muazzam büyük askeri ve ekonomik güçlerinin oluşturduğu temeller üzerine kurulmuştu. Bu, aslında, John Wayne mentalitesinin bütünsel bir versiyonu – “bize bulaşmayın, bizimle uğraşmayın – burası Amerika”.. Bu mentaliteden doğan şey, bir millet ve ülke olarak kendilerine duydukları bütünsel güvendir. Ve şimdi, hep beraber gördüğümüz gibi, kendi güven anlayışları, bu güçlü kimlikleri ve tek başına ayakta durabilecek kuvvete sahip oldukları inançları, yıkılıp yok olma tehlikesi altına girmiş bulunmaktadır.

* İlginç olan da, kaçırılan uçakların hedeflerinin, Amerika'nın güçlü kimliği ve güvenliğinin en büyük simgeleri olmasının –yani Pentagon; askeri kudretlerinin simgesi, ve Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleri; ekonomik kudretlerinin simgesi – hiç bir şekilde tesadüf olmamasıdır. Bu, esas olarak Amerika'ya yapılmış bir saldırı değildir, Amerika'nın imajına ve hayaline yapılmış bir saldırının ta kendisidir. Ruhlarını ve inançlarını kır, “Amerikalı” olma ayrıcalıklı anlayışlarını kır,; Amerika'nın kendine olan güvenini kır; onları muazzam bir korku ve esaslı bir güvensizliğin içine bırak; ve Amerika'nın Illuminati global ve merkezi diktatörlüğü altına girmesine izin vermeyecek en büyük ve belirgin engeli aşmışsın demektir. Şimdi, bu bahsettiğimiz Amerikan ruhu, güçlü kimliğinin ve güvenliğinin sarsılması ile daha da fazla zedelenmiştir – tıpkı geçmişte Oklahoma olayında ve okullardaki silahlı saldırılarda olduğu gibi -. Ama, buna ek olarak da, her şey çarpıcı olarak artacaktır. Bu noktada, Amerikalıların bu oyunların bir kuklası olmayı reddetmeleri ve terörizmi kınayan yetkililerin ayni terörizmden sorumlu olduklarını fark etmeleri yaşamsaldır.

* Amerika'yı 1996'da ilk kez ziyaret ettiğimde, “Özgürlük Ülkesi”nin gerçekte nasıl kontrol altında bir topluluk olduğunu gördüğümde (hâlâ daha Kanada kadar kötü değil) sersemlemiştim. Şimdi, bu trajedinin arkasından, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler, işgal ve saldırı tesiri altında gözaltında tutulabilecek kaleler olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, Amerikan insanının ağzından “Biri Bizi Gözetliyor” toplumunun hızlı genişlemesine karşılık tek bir aksi söz çıkmayacağı kesinlik kazanmıştır. Problem – Reaksiyon – Çözüm... “Teröristleri durdurmak” için insanların mikroçiplenmesi kampanyasının sunulmasını ilerleyen zamanda dikkatle izleyin lütfen.

* Bir ekonomik felaket, Illuminati'yi ve planını açığa çıkarıp üzerinde araştırma yapanlar tarafından, çok önceden tahmin edilmişti. Tek para birimine ve global ekonominin merkezi kontrolüne karşı çıkanlar engelini aşmak için, Illuminati'nin ihtiyacı olan şey şu anki sistemi yok edecek büyük bir küresel ekonomik çöküntü yaratmak ve çöküntünün üstesinden gelmek için tek yolun merkezi global kontrolden geçtiği düzmecesini insanlara kabul ettirmektir. Problem – Reaksiyon – Çözüm... Bu, saldırıların neden Amerika'nın ekonomik sisteminin kalbinde patlak verdiğinin bir başka sebebi ve göstergesidir – ve bu, ayni zamanda, niçin katliamdan günler önce global ekonomik durgunluğun dünya medyasında sıvalandığını açıklamaktadır. Şimdi, böyle bir çöküntüyü dilediklerince yaratmak için ellerinde bomboş bir kağıda sahiptirler ve yakında global ekonomik kuruluşların “ekonomik krize bir yanıt bulmak ve çare düzenlemek” için biraraya geldiklerini göreceğiz. Aslında, ülkelerin G7 toplantıları bu işlemi çoktan başlatmıştır.

Bu, yukarıda sayılanlar, New York ve Washington şehirlerindeki ölüm ve yıkımın, Illuminati planına sağladığı avantajlardan sadece bir kaçıdır – ki üstüne basa basa vurguluyorum, bu Amerikan felaketi, A.B.D. sınırları içerisindeki güçler tarafından bizzat düzenlenmiştir. Bu felaketlerden sorumlular ve onların kişilikleri, insan olmayan varlıklar tarafından sahiplenilmiştir ve birçok insanın bir ineğin ölümüne ve kesilip acı çekmesine duyduğu saygı ve acıma duygusu, bu sorumluların insan hayatına duyduğu saygı ve acıma duygusu ile eşdeğerdedir. Sürüngen zihni, gelişmemiş bir duygusal seviyeye sahiptir ve bundan dolayı da ne kadar korku ve ahlâksızlık içine batarsa batsın, bu durumun sürüngen zihninde hiç bir duygusal karşılığı yoktur. Bunun örneklerini görebilmek için, yalnızca, bu kadar muazzam acılarla dolu görüntüler sonrasında, duygusuz, belli başlı hareketlere dayalı, önceden yazılmış konuşmaları yapan George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'i izlemek yeterlidir. Ayni klasmana, Prenses Diana'nın cinayetinden sonra ekranlara yansıyan İngiltere Kraliçesi de girmektedir. Reagan, en azından profesyonel bir aktördü. Bush ve Blair bir okul müsamelesinde bile yer alamaz.

Acaba George W. Bush bu yok edici katliamların o gün gerçekleşeceğini biliyor muydu? Ne sanıyorsunuz ?? Peki ya Tony Blair? Ne sanıyorsunuz ?? Fakat, buna rağmen, onlar da, çok daha kuvvetli güçler tarafından kontrol edilmekte olan bu oyundaki piyonlardır ve de amaçlarına ulaştıktan ve rollerini oynadıktan sonra, onlar da katliamlara maruz kalanlar kadar kolay harcanabilecek şahıslardır. Kendi görüşümce; ben, “global terörizm” senaryosunu sağlamlaştırmak maksadı ile Bush'un veya Blair'e çok yakın birinin kurban edilmesine, bir saniyeliğine bile şaşırmam. Ve, muhakkak ki, eğer Bush giderse, yeni başkan seri katil Dick Cheney olacaktır. (bknz.."The Biggest Secret"). Bulunduğumuz noktada, kazıklar çok derine saplanacaktır, çünkü global faşizme geçiş için son darbe, son itiş başlamıştır.

Dünya artık eskisi gibi olmayacak, bu doğru, fakat her tehlike içerisinde bir fırsat vardır. Ve savaşı değil barışı, ‘birkaçın diktatörlüğünü' değil ‘herkes için özgürlüğü' arayan bizler, bu büyük çoğunluk... şimdi yapmamız gereken şey aynanın karşısına geçip kendimize bakmak ve bu delilerin tımarhanelerini yaratmalarını nasıl durduracağımızı kendimize sormak.

Şikayet etmek artık yeterli değil. Kaçmak da artık bir seçenek değil, çünkü yakında kaçabilecek hiç bir yer kalmayacak. Zaman, bazı kıçları bazı sandalyelerden kaldırma ve oturup onları boklarını yemeyi durdurma zamanıdır. Medyadaki telefon katılımlarını bombardımana tutup başka bir gerçeklik versiyonu sunma şansını elde edebilir ve ne zaman sizi hattan koparırlarsa, tekrar tekrar bağlanabilirsiniz; herkese, gerçekte ne olduğunu görebilmelerini sağlayan yeni bir bakış açısına hangi kaynaklardan ulaşabileceklerini söyleyebilirsiniz; bu veya diğer konulardaki makaleleri bildiğiniz herkese e-mail, fax, posta aracılığı ile yollayabilirsiniz; özgürlükler tehdit edildiği anda faşist devlete karşı BARIŞCIL protestolar organize edebilirsiniz; insanları belirli toplantılarla biraraya getirebilir ve medyanın size sunmayacağı bilgiyi tartışma ve özümseme imkanı yaratabilirsiniz; KORKULARINIZI KAYBEDİN VE BU KÜSTAH DİKTATÖRLÜĞÜN YÜZÜNE KARŞI TAHAMMÜLSÜZ OLUN. UNUTMAYIN; BU DİKTATÖRLÜK YALNIZCA ONDAN KORKTUĞUMUZDA VE ONUN TARAFINDAN YILDIRILDIĞIMIZDA KURTULUP YAŞAYABİLİR.

Eğer yalnızca, ilk olarak, hayatımızı bu yönde adamaya, mükemmel bir kararlılıkla, karar verirsek ve hiç bir yıldırma ve göz korkutma seviyesi ve sonuçlarından etkilenmeyip o muazzam kararlılığımızı kırmazsak, yapılabilecek çok ama çok şey vardır.[5]

Tıbbi olarak, Dimethyltryptamine adlı uyuşturucu ilacı alanların halüsinasyon esnasında sürüngen-insan karışımı yaratıklar gördükleri rapor edilmiştir.[1]

Reptilian Humanoid (English Language)
Reptilian Humanoid (English Language)

Reptilian humanoids are a common motif in mythology, folklore, science fiction, fantasy, conspiracy theories, and in cryptozoology and ufology. Depending on context they are known by many names, including Snakepeople, Reptoids, Dinosauroids, Lizardfolk, Lizard People, or Lizardmen.
Mythology

Reptilian humanoids of varying depictions have appeared in the myths and legends of various cultures.
Europe

Cecrops I, the mythical first King of Athens was half man, half snake. This is illustrated, for example, on a frieze on the Pergamon Altar in Pergamum. In these images from Pergamum, some of which depict gigantomachy, one sees the giant Klyteros with huge serpents between his legs. Boreas (Aquilon to the Romans) was the Greek god of the cold north wind, described by Pausanias as a winged man with serpents between his legs. The ancient Greek cult of Glycon worshipped a snake god who had the head of a man. The Lamia, a child-devouring female demon from Greek mythology, was half woman, half serpent.
India

In Indian scriptures and legends, the Nāga (Devanagari: नाग) are reptilian beings said to live underground and interact with human beings on the surface. In some versions, these beings were said to have once lived on a continent in the Indian Ocean that sank beneath the waves. Indian texts also refer to a reptilian race called the "Sarpa" (Devanagari: सर्प). The Syrictæ of India (not to be confused with the Sciritae of ancient Greece) were a legendary tribe of men with snake-like nostrils in place of noses and bandy serpentine legs.[citation needed]
East Asia

In China, Korea and Japan, underwater realms are referred to where the Dragon Kings and their descendants live, as well as a lineage of humans descended from a race of dragons[citation needed]. This lineage was often claimed by East Asian emperors, who were believed to be able to change from human to dragon form at will[citation needed].
Biblical

In the Book of Genesis, God punishes the serpent for deceiving Eve into eating the fruit of the Tree of Knowledge of Good and Evil by decreeing, "Upon thy belly thou shalt go, and dust shalt thou eat all the days of your life" (Genesis 3:14 KJV). Traditionally, many have felt this implied that the serpent (a snake or reptile) had legs before then. It is therefore sometimes portrayed in Western art as a humanoid with a snake's tail, and sometimes lizard-like feet, as in a detail from Bosch's Last Judgement.
Mesoamerica

Quetzalcoatl in reptilian humanoid form

Quetzalcoatl, the "feathered serpent", was the creator god and sky god of the Aztecs. He was variously depicted as a man, a serpent, or a reptilian humanoid.

Evolutionary thought experiment

Overview

A model of the hypothetical Dinosauroid, Dinosaur Museum, Dorchester

A theoretical reptilian humanoid has also been the focus of a widely discussed thought experiment in speculative evolution. In particular, in 1982 paleontologist Dale Russell, curator of vertebrate fossils at the National Museum of Canada in Ottawa, conjectured a possible evolutionary path that might have been taken by Troodon Stenonychosaurus dinosaurs had they not all perished in the K/T extinction event 65 million years ago. The essence of this thought experiment was that bipedal predators (theropods) which existed at that time, such as Troodon, could have evolved into intelligent beings similar in body plan to humans. Over geologic time, Russell noted that there had been a steady increase in the encephalization quotient or EQ (the relative brain weight when compared to other species with the same body weight) among the dinosaurs. Russell had discovered the first Troodontid skull, and noted that, while its EQ was low compared to humans, it was six times higher than that of other dinosaurs. If the trend in Troodon evolution had continued to the present, its brain case could by now measure 1,100 cm3; comparable to that of a human. Troodontids had semi-manipulative fingers, able to grasp and hold objects to a certain degree, and binocular vision.
Description

Russel proposed that this Dinosauroid, like most dinosaurs of the troodontid family, would have had large eyes and three fingers on each hand, one of which would have been partially opposed. As with most modern reptiles (and birds), he conceived of its genitalia as internal. Russell speculated that it would have required a navel, as a placenta aids the development of a large brain case. However, it would not have possessed mammary glands, and would have fed its young, as birds do, on regurgitated food. He speculated that its language would have sounded somewhat like bird song.
Criticism

Russell's thought experiment has been met with criticism from other paleontologists since the 1980s, many of whom point out that Russell's Dinosauroid is overly anthropomorphic. Gregory S. Paul (1988) and Thomas R. Holtz Jr., consider it "suspiciously human" (Paul, 1988) and argue that a large-brained, highly intelligent troodontid would retain a more standard theropod body plan, with a horizontal posture and long tail, and would probably manipulate objects with the snout and feet in the manner of a bird, rather than with human-like "hands".
In cryptozoology

Some adherents to the pseudoscience of cryptozoology, which focuses on proving the existence of creatures considered fictional by science, argue for the factual existence of reptilian humanoids. They point to three main claims: the rumored Lizard Man of Scape Ore Swamp in South Carolina; a set of claims regarding a reptilian humanoid known as the Thetis Lake monster they posit to have surfaced in the 1970s in Thetis Lake, Canada; and the Loveland Frog, a set of alleged reports of a humanoid froglike creatures around Loveland, Ohio, since the 1950s.
In UFOlogy

In many of the modern claims of encounters with reptilian humanoids, a UFO is part of the encounter; alien abduction narratives sometimes allege contact with reptilian creatures. One of the earliest reports was that of Ashland, Nebraska police officer Herbert Schirmer, who claims to have been taken aboard a UFO by humanoid beings with a slightly reptilian appearance, and who bore a "winged serpent" emblem on the left side of their chest.
Conspiracy theory

According to writer David Icke, 7-foot (2.1 m) tall, blood-drinking, shape-shifting reptilian humanoids from the star system Alpha Draconis are the force behind a worldwide conspiracy directed at humanity. He claims that the reptilians maintain their control through the generation of fear and negative emotion, which is food to these entities, by manufacturing conflicts, primarily wars. He contends that most of the world's leaders are in fact related to these reptilians. Icke's theories now have supporters in 47 countries and he frequently gives lectures to crowds of 2500 or more.

Icke draws connections between the reptilian aliens in his theories and the Annunaki depicted in Zecharia Sitchin's 12th Planet, which has led to other conspiracy theorists referring to reptilian humanoids as the "Annunaki"; however, Sitchin himself has always described his Annunaki as purely humanoid.
Politics

During a provincial election in Ontario, Canada on September 12, 2003, the Progressive Conservative Party of Ontario disseminated a press release describing Ontario Liberal Party opposition leader Dalton McGuinty as an "Evil reptilian kitten-eater from another planet".

In the 2008 U.S. Senate election in Minnesota, one ballot included a vote for Al Franken with "Lizard People" written in the space provided for write-in candidates. The Norm Coleman campaign successfully challenged the ballot, which drew some public attention.
In fiction

Reptilian humanoids are a common theme in fiction, whether fantasy or science fiction. Because of the aversion that many people have for reptiles in general, reptile-like aliens are often the villain in such works. Albert A. Harrison notes, "Science fiction writers and movie producers are well aware of how appearances affect us, and they are able to construct their aliens to achieve the desired dramatic effects. We may respond favorably to those that remind us of children or pets, and less favorably to those that remind us of lizards... or other creatures that have 'image' problems... For many animals, large eyes or eyelike patterns tend to elicit fear and escape responses. One possible explanation for this is that large, staring eyes often belong to predators. Immense eyes or eyelike appendages may also be threatening to humans, and this threat may contribute to an aversion to 'bug-eyed monsters'."

Another explanation notes the assumed "slimy" feel of reptiles, rather than their appearance, as a source of horror. R. Rawdon Wilson, Professor Emeritus of the Department of English at the University of Alberta, explored the theme in The Hydra's Tale: Imagining Disgust: "Because of the genre's emphasis upon explicit images, horror films are rich in examples of wetness and dissolution... In Alien, Aliens, and Alien3 and Alien Resurrection, the xenomorphic monsters drip liquid from their mouths in improbable ways... The association with slime is more fundamentally established in the stages of the alien's developmental phases. It is a "Linnean nightmare, defying every natural law of evolution; by turns bivalve, crustacean, reptilian, and humanoid..." Wilson also notes that the xenomorphs in the Alien films are, as well as being slimy biological monsters, machine-like in two ways: they are both a digestive and a reproductive machine, but also evolved (or designed) to resemble a non-biological machine: hard, shiny, their heads like motorcycle nacelles, metallic in texture, sleek, aerodynamic in shape.

Human-like reptiles have appeared in various popular treatments, from early pulp short stories and novellas, to full novels, comic books, television features, films, and the gaming industry. For example, the television show Doctor Who featured several reptilian humanoid races, including the Mars-dwelling Ice Warriors, the alien Draconians, the marine Sea Devils and the land-based Silurians. The sleestaks from Land of the Lost are villainous lizard creatures. In Star Wars, such are depicted as everyday species called Trandoshans. Trandoshans are dinosauroid in appearance, hailing from the planet Trandosha near the Kasshyyyk system. In V, the 1980's science fiction franchise of a pair of TV miniseries and a weekly TV show, the invading aliens, "The Visitors," were reptilian humanoids who wore human disguises. Reptilian humanoids in video games are particularily featured in MMORGs, as in World of Warcraft). Another example are the Drakels in the online role-playing game AdventureQuest

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder